top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıSerhat Kaya

İnsanlar NEDEN sosyal medya bağımlısı?

3 Ana nedeni ve bu 3 nedenin alt başlıkları olan detaylar içeren nedenleri var, şu an sadece 3 ana nedeni söyleyeceğim.

Bunlardan ilki, çok yönlü satış - pazarlama imkanı sağlaması. Herhangi bir ürünü ve/veya hizmeti 7 gün 24 saat boyunca zaman sınırlaması olmaksızın tanıtabiliyor, duyurabiliyor ve daha da değerlisi online olarak satışını gerçekleştirebiliyorsunuz, bunu dünyanın herhangi bir yerinde özgürce yapabiliyor olmanızda cabası. Satış ve pazarlama yapmak için gerekebilecek tüm iletişim enstrümanlarını tek bir platform üzerinden veya çoklu platformalardan eş zamanı yapabiliyor olmak da çok büyük bir konfor. Fakat sadece bu kadar değil, yani bunu sadece maddi anlamda satış ve pazarlama olarak düşünmemelisiniz. İnsanların kişisel duygularını yansıtmaları, doğrudan kendilerini karşılarındaki kişilere yada kitlelere geçirebilmeleri, doğru yansıtabilmeleri adına da çok etkin bir satış pazarlama imkanı sağlıyor. Bir toplantıda, seminerde yada karşı cinsle yapacağınız bir buluşmada birkaç saatle sınırlı bir sürede anlatmaya zamanınızın asla yetmeyeceği birçok konuyu ve size dair detayı müzik, video, fotoğraf, animasyon gibi çoklu görsel ve işitsel iletişim aracını aynı anda ve sadece 1 dakikalık bir sunumla yüzbinlerce insana aynı anda göstermenize de imkan sağlıyor. Kız arkadaşınız tutucu bir ailenin kızıysa ve evden çıkamıyor ve ona, onun sizin için ne kadar değerli olduğunu göstermek birkaç tıkla internet üzerinden sosyal medya platformları sayesinde oldukça kolay olabiliyor, yani dev surları olan kalelerden içeri girip şatodaki prensese ulaşmanız bir direk mesajla mümkün :) Yada randevu alamadığınız bir şirketin üst düzey yöneticisi, genel müdürüne ulaşmak yine bu yolla çok kolay, korumalarını aşıp konserde kulisine gidemeyeceğiniz bir dünya yıldızına onun sizin için çok önemli olduğunu ve beğenilerinizi iletmenizin yine bu yolla çok kolay olduğu gibi.


Sosyal medyanın insanların hayatında çok önemli ve vazgeçilmeze yakın bir düzeyde yer almasının ikinci nedeni ise bir tür hokus pokus etikisine sahip olması.

İçinde yaşadığımız çağda ergenlikten itibaren belkide 70li yaş aralığındaki milyarlarca insan dış görünüşünden memnun değil, tabi bunun altında kitle iletişim araçlarıyla kapitalizmin tüketim arzını arttırıcı şekilde yapılan manipülasyonlar ve toplulukların algılarını dizayn etmesi gerçeği yatıyor ama bu sohbetimizin konusu değil. Dış görünüşünden memnun olmayan insanlar için sosyal medya bir tür sihir kutusu gibi; “olmadığın ama olmak istediğin gibi” daha da açık söylemek gerekirse “keşke” denilen birçok şey için filtreler, uygulamalar vb ile “öyleymiş” gibi olmaya imkan tanıyor. Bununla da sınırlı değil; olmadığınız kadar kültürlü, bilgili, donanımlı, temiz kalpli, yardımsever, mutlu, neşeli, güçlü gibi daha yüzlerce yeni kavramla destekleyebileceğimiz şekilde kendinizi olmadığınız ama olmak istediğiniz insanlar olarak gösterebilirsiniz. Bunun “anlık” sağlayacağı duygusal tatmin insanlara iyi gelebiliyor ve bu hakikat. Ancak diğer bir hakikat ise bu duygusal tatminin peşinden giden kullanıcılar zamanla daha da asosyalleşiyor ve günden güne insanlardan uzaklaşıyor, çünkü insanlarla bir aaya gelirse; sosyal medyada kendisini gösterdiği-anlattığı gibi mutlu, huzurlu, güzel, sabırlı, insancıl olmadığı, belki de daha da beteri “dürüst” olmadığı ortaya çıkacak ve o sihir bozulacak. Bu nedenle de sosyal medyada oluşturduğu ve kendisini iyi hissetmesine olanak sağlayan o çerçeveli alan bir yerden sonra bireyleri o çerçeveli alanada yaşamaya ve sosyal medyaya günden güne daha bağlıdan çok bağımlı hale getirmeye başlıyor ne yazıkki.


Üçüncü ve bence ilk iki önemli nedeninden çok daha tesirli bir bağımlılığa neden olan husus ise “yeni bir hayat şansı”. İkinci nedende bahsettiğime paralel “olmadığın biri haline gelmeye” ek olarak iki boyutlu bir alanda olsa da burada insanları yaşarken yaşamıyor hale getirmene izin veriyor; istemediğin insanları her kim olurlarsa olsunlar, komşun, arkadaşın, öğretmenin, patronun, hatta akraban kardeşim dediğin aranda kan bağı olan insanları dahi “engelleyebiliyorsun”, bu zihinsel bir konfor yaratıyor. Eskiden sık görüştüğün ama çeşitli gerekçelerden ötürü senin için önemini yitirdiğini düşündüğün tüm insanları bir anda silebiliyorsun, sessize alabiliyorsun, onların ürettiklerinden, yaptıklarından, sosyalleşmelerinden haberdar olmayı istemediğinde onu ortak kullandığınız bir sosyal medya uygulamasında engellemek veya senin paylaştıklarını görmesine izin vermiyor olmak ilginç bir şekilde insana iyi hissettiriyor. Amcanızın oğlunun, çocuğunuzun babası olan eski eşinizin sizin dijital mecralarda yaşadığınızı düşündüğünüz, normal hayatınızda olanları yansıttığınız tüm anlardan mahrum olması size iyi hissettirebiliyor.

Sorunlarımız olan insanlarla bir masada karşılıklı konuşabilmek çok değerli ve ciddi gayret isteyen bir olgu fakat bunu yapabilecek kadar sabırlı ve istekli olmak herkesin iradesiyle çok mümkün değil ne yazıkki. Bunu gerçek anlamda kendisiyle yüzleşebilen, aldığı karaları uygulama prensibine sadık, güçlü, kendini doğru tanıyan, hayattan beklentilerinden emin olan insanlar kolayca gerçekleştirebiliyor. Ancak sosyal medya sizi istemediğiniz insanları tek bir tıkla, bir tuşa basarak yada ekranda parmaklarınızı gezdirirken birkaç saniyede hayatınızdan çıkmışlar gibi rahatlamış hissetmenize imkan tanıyor.



Bu 3 major neden tek başlarına sosyal medyayı milyonlarca insan için bağımlılık düzeyinde vazgeçilmez kılıyor ve yapayda olsa konforlu alanlar sağlayan bir uygulamaya dönüşüyor.

Kısa ve orta vadede bu bağımlılığın maalesef artacağına ve insanların kendi sorunları ve yanıt bekleyen soruları ile yüzleşmekten her geçen gün daha fazla kaçacağına inanıyorum. Bu durum bireysel olarak insanlar içn anlık ve/veya dönemsel avantajlara dönüşüyor gibi görünürken, aslında kendi soru ve sorunlarına eğilmeyen, kendisini olduğu gibi kabul etmeyen ve her an kendisini insanlara farklı kimliklerle ve olmayan donanımlarla varmış gibi gösteren insanlar, kendilerinden bu kadar uzaklaşmışken daha da kötüsü başka insanların soru ve sorunlarına asla eğilmek istemeyecekler. Kendisine dürüst olamayan, kendisini olduğu gibi sevemeyen, kendi sevdiklerinin yanında doğal hareket edemeyen bireylerin yetiştireceği çocuklar, üretecekleri projelerde ve yapacakları girişimlerde oldukça sağlıksız olacak ve ne yazıkki tüm bunlar olurken anlık mutluluk ve iyi hissedişler inşa etmeyi isteyen insanlık, bunu sahtelikler ve aldatmacalar silsilesi içerisinde yaptığını zannederken aslında yarının hatta bugün daha doğmamış milyonlarca insanın içinde yaşamakla karşı karşıya kalacağı çokça mutsuzluk ve bolca yapaylık içeren bir dünyanın oluşmasına neden olacak.

Buraya kadar söylediklerim belki herkes için olamasa da ümit ederim ki birkaç insan için bile önce kendi menfaatine ve hemen beraberinde sağlıklı bir toplum bilinci adına köprüden önce son çıkış olabilir, kim bilir :)


Muhabbetle.




262 görüntüleme0 yorum
bottom of page